Yarım asırlık Musiki Cemiyeti, Türkiye’ye hitap etmeye devam ediyor
YARIM ASIRDIR EĞİTİM VEREN ELAZIĞ MUSİKİ CEMİYETİ, YETİŞTİRDİĞİ ÖĞRENCİ VE SANATÇILARI TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINA GÖNDERİYOR
Yarım asırdır eğitim veren Elazığ Musiki Cemiyeti, yetiştirdiği öğrenci ve sanatçıları Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor.
1971 tarihinde 7 kurucu üye tarafından kurulan Elazığ Musiki Cemiyeti, 1973 yılında Dernekler Kanununun yürürlüğe girmesiyle Elazığ Musiki Konservatuarı adını aldı. Türk Müziği, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, Harput Müziği ve oyunlarını öğretmek, yaygınlaştırmak amacıyla kurulan cemiyet, aynı zamanda halk oyunları, enstrüman yapım, mandolin şubeleri ile 50 yıla aşkın süreyle faaliyet yürütüyor. Türk müziğinin bütün enstrümanlarının öğretildiği ve koroların oluşturulduğu dernekten bugüne kadar devlet korosu şefleri, üniversite hocaları, devlet korosu sanatçıları, radyo sanatçıları yetiştirildi. Şuanda Üsküdar Musiki Cemiyetinin ikinci başkanı bestekar Alaattin Pakyüz’ün de Elazığ Musikisinde aralarında bulunduğu binlerce üyeye ulaştıklarını belirten Elazığ Musiki Cemiyeti, Devlet Korosu ve Belediye Konservatuarı Kurucu 74 yaşındaki Sanatçı Naci Sönmez, yarım asrı aşkındır kapılarının gece gündüz kapılarının açık olduğunu kaydetti.
22 yıldır Elazığ Musiki Cemiyetinde Koro Şefliği yapan Naci Sönmez, “Elazığ Musiki Cemiyeti, 1971 yılında 7 kurucu üyeyle imza atarak yola çıktık. Elazığ Musiki Cemiyeti adı, halkımızın yarım asırdır terk etmediği bir isim oldu. Ancak 1973 ise Dernekler Kanununun yürürlüğe girmesiyle Elazığ Musiki Konservatuarı Derneği adını aldı. 1971 ile 1992 arasında 22 yıl boyunca cemiyetimizin hizmetinde koro şefi, cemiyet şefi olarak bazı konserlerde solist olarak görevler yapmaktayım. Daha sonra biz 1990’da devlet korusunu yani Kültür Bakanlığı Devlet Klasik Türk Müzik Korosunu kurduk. Bu cemiyetin sayesinde cemiyetteki bütün arkadaşlarımın emekleri ve gayretleri, gece gündüz demeden mesaileri sonucunda Kültür Bakanlığı Elazığ’a Devlet Korosu vermeyi kararlaştırdı. 20 yılı aşkın süredir Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuarı her 4 yılda bir ilimize mezun veriyor. Bu mezunlar KPSS’yi kazanarak öğretmen, sanatçı oluyorlar. TRT’de, devlet korolarında ve muhtelif sanat kurumlarında görev alarak hayata atılıyorlar. Eğitimden sonra profesyonel bir sanat yaşamı başlıyor” dedi.
“Bu cemiyetin öğrencisi Üsküdar’ın Musiki Cemiyetinin 2. başkanı”
Elazığ Musiki Cemiyeti Türkiye’ye mal olduğunu belirten Naci Sönmez, “Elazığ Musiki Cemiyeti yani şimdiki adıyla Elazığ Musiki Konservatuarı Derneği, 1981 yılında Cumhuriyetimizin Kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı nedeniyle biz bir konser verdik ve bir toplantı yaptık. Bu toplantının amacı, biz o yıl bin üye rakamına ulaşmıştık. Yani kayıtlı bininci üyeye biz ödül verdik. O bin üyenin Elazığ’daki yakın akrabaları ve Elazığ’daki kültürel, sosyal camiada o yılda yetişmiş olan çocuklarının da katılımıyla gerçekleştirdik. Biz 70’li 80’li yıllarda bile halkın büyük kesimine hizmet vermeye başlamıştık. Şuanda yarım asrı yaşıyoruz. Elazığ Musiki Cemiyeti halkımızın bütün kesimlerine beldede, köylerde yani en ücra terlerdeki gençlerimiz bile buradan eğitim almasına neden oldu. Bu bakımdan Elazığ’ın bütün nüfusuna hitap edebilecek bir cemiyetleri vardır. Elazığ, Türkiye’ye mal olmuştur” diye konuştu.
Elazığ’da yetişen bir sanatçının şuanda Üsküdar Musiki Cemiyetini yönettiğini dile getiren Sönmez, “Benim yetiştiğim yer Üsküdar’ın Musiki Cemiyetidir. 1965’te orada ben 17 yaşında rahmetli Kemaniye Mun üstadımızın dizinin dibinde büyüdüm diyebilirim. Çünkü ben 17 yaşında bir gençtim. Türk Sanat Kültürünü oradan alarak yetişmeye çalıştık. Memleketimize döndük cemiyetin kurulmasına vesile olduk. Ancak Üsküdar’ın Musiki Cemiyeti bu yıl yaşamının 106. yılı, bizim ise 50. yılımız arada 56 yıl var. Ama biz haftanın her günü gece gündüz halka bu kapıyı kapatmıyoruz. Bizin çok büyük farkımız var. Türkiye’de belki de musiki kültürüne açık tek kapı diyebilirim. Cemiyetler genelde haftada bir, iki gün kapısını açarlar. Burada kapısı kapanmayan derneği biz yarım asırdır yürütüyoruz. Ama bir öteki önemli bilgi ise Üsküdar Musiki Cemiyeti’nin şuandaki bütün yükünü sırtında götüren ikinci başkan bestekar öğretmen Alaattin Pakyüz bu cemiyetten yetişti. Bu cemiyetin öğrencisi Üsküdar’ın Musiki Cemiyeti’nin şuanda ikinci başkanı. Birinci başkanı ise büyük bestekarımız Amir Ateş hocamızdır. Ben 17 yaşındayken orada eğitim alıyordum. Elazığ Musikisinde yetişmiş bir değer şuanda Üsküdar’ın Musiki Cemiyetini yönetiyor. Bu çok önemlidir, Türkiye için verecek bence en büyük musiki mesajı bu olmalı. Yani Elazığ musiki şuanda Üsküdar’ı da yönetiyor diyebiliriz” şeklinde konuştu.