Türkiye’de yerleşik uluslararası medya mensuplarına yönelik Türkçe kursu başladı
ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü iş birliğiyle Türkiye'de yerleşik uluslararası medya mensuplarına …
ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü iş birliğiyle Türkiye'de yerleşik uluslararası medya mensuplarına yönelik çevrim içi Türkçe kursu başlattı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre eğitime, 28 ülkeden 51 medya mensubu başvurdu.
Uzman okutmanlar tarafından verilecek eğitimler, haftada 2 gün olmak üzere toplam 72 saat sürecek.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, çevrim içi düzenlenen kursun açılışında yaptığı konuşmada, basın mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırmanın yanı sıra mesleki ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla birçok adım attıklarını söyledi.
Bilgilendirme toplantıları ve basın turları düzenleyerek uluslararası medya mensuplarının karar alıcılara ve sahaya erişimini artırdıklarını anlatan Altun, ilk kez hayata geçirdikleri Türkçe eğitim programına ABD'den Çin'e, Arjantin'den Yemen'e kadar birçok ülkeden gazetecilerin olağanüstü ilgisinden memnuniyet duyduklarını ifade etti.
Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde bölgesel bir güce dönüşen Türkiye'nin, insanlığın karşı karşıya olduğu başlıca meselelerin tamamında önemli bir çözüm ortağı konumunda olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin, yükselen profili, cazip coğrafi konumu, güçlü altyapısı ve dinamik toplumsal yapısı ile uluslararası basın mensuplarının da artan ilgisiyle karşılaştığını belirten Altun, bu durumun özellikle İstanbul'u, dünyanın sayılı medya merkezlerinden biri haline getirdiğini söyledi.
Bu yıl dünyanın dört bir yanından 36 ülke ve 151 kurumdan toplam 258 uluslararası medya mensubunun, Türkiye ve bölgedeki gelişmeleri takip etmek üzere Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından akreditasyon aldığını aktaran Altun, “Bu uluslararası medya mensupları, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere Türkiye'nin pek çok bölgesinde görev yapıyor. Bu durumun, Türkiye gibi anlatacak hikayesi olan ülkeler için önemli bir fırsat olduğunu biliyor; uluslararası medya mensuplarının Türkçemizi öğrenerek, toplumumuzun tüm kesimleriyle temas kurabilme imkanı kazanacak olmasını önemsiyoruz. Hakikat davasına hizmet eden gazetecilerin, içinde bulundukları toplumun dilini öğrendiklerinde görevlerini çok daha yetkin bir biçimde ifa edecekleri açıktır.” değerlendirmesinde bulundu.
– “Türkçe kurslarımızdan en büyük beklentimiz sevgi ve birlik anlayışını paylaşmaktır”
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş ise konuşmasında, “Birbirimizi kültürel olarak tanıyacağımız ve etkileşim kuracağımız böyle bir programın paydaşı olmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.” ifadesini kullandı.
“Gelin tanış olalım” düsturuna sahip bir kurum olarak, Türkiye'de yerleşik uluslararası gazetecilerle tanışmanın, Türkiye'yi daha iyi tanımalarını sağlamanın kendileri için büyük bir mutluluk olduğunu dile getiren Ateş, enstitü olarak açtıkları her Türkçe kursunu farklı insanları, farklı kültürleri ve aynı zamanda birbirini daha iyi tanıma aracı olarak gördüklerini bildirdi.
Dünyayı etkisi altına alan kovid salgınının tek kurtuluş yolunun birlik olduğunu, hükmetmeye veya yok etmeye yönelik yıkıcı rekabetin, yerini paylaşmaya ve birlikte çalışmaya bırakması gerektiğini ortaya koyduğuna işaret eden Ateş, “Kendi döneminde zor zamanlardan geçen Yunus Emre de insanları ve diğer varlıkları bir bütünün parçaları olarak görmüş, felsefesinin temeline de insanı koymuştur. Biz de enstitü olarak Yunus gibi görevimizin sevgiyi yaymak ve kalpleri birleştirmek olduğuna inanıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Tüm çalışmalarında kendilerine rehberlik eden bu anlayışın, tüm dünyaya yayılmasını arzu ettiklerini dile getiren Ateş, “Bu kurstan ve kovid nedeniyle internet üzerinden devam etmek zorunda kaldığımız, ancak tüm dünyaya ulaşmamızı sağlayan Türkçe kurslarımızdan en büyük beklentimiz, bu sevgi ve birlik anlayışını paylaşmak ve yaymaktır. Yeni bir dil öğrenmek, doğrudan yeni bir kültürle iletişim kurmaktır. Bugün yeni bir kültürü birebir tanıyabilmek için macera dolu bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu sefer, sizleri ağırlamaktan mutluluk duyduğumuz ülkemizi, deyim yerindeyse her bir sözüyle her bir özüyle tanıyacak, ruhuna ve yaşam felsefesine aşina olacaksınız.” ifadelerini kullandı.
Kursun sonunda, Türkçeyi etkin bir şekilde konuşma yolunda önemli bir adım atılmış olacağını belirten Ateş, şunları kaydetti:
“Bundan sonra daha heyecanlı bir keşif süreci sizi bekliyor olacak. Halkımızı, dilimizi, zengin edebiyatımızı, lezzetli mutfağımızı, sokaklarımızı, renkli müziğimizi ve dünyaca ünlü Türk dizilerini tanımak için artık başkalarının yardımına ihtiyacınız olmayacak ve bizi, herhangi bir aracı olmadan bizzat tanıyıp öğrenmenin keyfini yaşayacaksınız. Bununla birlikte, Türkçe öğrenerek sadece Türkiye'nin kalbi ve kapıları size açılmayacak, aynı zamanda bu büyülü dil Türkçe ile Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar olan büyük bir alanda insanlar kapılarını ve gönüllerini size açacaktır. Türkçe bilginiz, Balkanlar'da, Kafkaslar'da ve Orta Asya'da iletişim kurabilmenizi sağlayacaktır. Yunus'un da dediği gibi, 'Hepsinden iyice, bir gönle girmektir'.”