Tarihçi Yazar Fahri Sıddık Çeçen Yazdı IRKÇILIK ÜZERİNE (1)

Günümüzün en büyük ve çözümü de en zor problemlerinden bir hiç kuşkusuz ırkçılıktır. Son iki asırdır dünyayı kasıp kavuran en büyük felaketlerin sebepleri arasında genelde ırkçılık başı çekmiştir. Dünya tarihinin gördüğü en büyük felaketlerden ikisi kuşkusuz 1. ve 2. dünya savaşlarıdır ve bu iki savaşın da meydana gelmesinde ırkçılık çok mühim bir rol oynamıtır.
Irkçılık: psikolojik, sosyolojik, tarihi, kültürel, felsefi, dini, biyolojik ve daha birçok boyutu olan son derece karmaşık; insani ve vicdani olmaktan çok uzak bir duygu ve düşüncenin genel tanımıdır. Esasen kelime anlamı olarak ırkçılığın kabul gören tanımı şu şekildedir: “kendi ırkını öteki ırklardan üstün sayma ve siyasal tutumunu buna dayandırma eğilimi.” ama bence bu tanım ırkçılığı tam manasıya tanımlamaya yetmiyor, o yüzden yukardaki tanımı yapmaya çalıştım.

Dünyada tarih bilimi alanında otorite olarak kabul edilen bazı tarihçiler ırkçılık tarihi hakında farklı görüşler ileri sürerler, ancak bir Müslüman olarak benim için ana kaynak ve en büyük referans ve otorite Kur’an-ı Kerim’de olduğu için, Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de bahsedilen bir konu hakkında başka kaynakları referans olarak kabul etmem söz konusu olamaz. Bence Kur’an-ı Kerim’de bahsi geçen, şeytanın Hz. Adem’e secde etmeme nedenini konu alan ayetler ırkçılığın başlangıcı kabul edilebilir niteliktedir. Allah buyurdu: “Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir?” (İblîs), “Ben ondan daha üstünüm; çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın” dedi. Allah, “Öyle ise in oradan! Orada büyüklük taslamak senin haddin değildir. Çık! Artık sen aşağılıklardansın!” buyurdu. ( A’râf Suresi 12, 13. ayetler) Ayetlerde de açıkca belirtildiği üzere şeytan kendisini yaratılış itibariyla üstün görmüş ve Hz. Adem’e secde etmeyi reddetmiştir. Irkçı insanların tamamı kendilerini yaratılış itibarıyla diğer ırklardan üstün görüyor ve diğer ırklara güçleri yetiyorsa her türlü zulmü, zulüm etmeye güçleri yetmiyorsa hakaret etmeyi ya da küçük görmeyi normal bir durummuş gibi algılıyor ve bunu adeta kendilerine verilmiş bir hak olarak görüyorlar. Buradan yola çıkarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki ırkçılık kesinlikle şeytani bir duygu ve düşünce biçiminin dışa vurumudur.

Burada ırkçılığın tarihini, tarihi süreç içinde ırkçılığın sebep olduğu felaketleri anlatabilmemiz mümkün değildir. Zira böylesine zor ve tarihi çok eskilere dayanan hemen hemen her toplumsal sorunun kıyısında,köşesinde veyahut tam ortasında kendisine bir şekilde yer bulabilen bir konu hakkında bir köşe yazısında detaylı bilgi verebilmek elbetteki mümkün değildir. Bu yazımızda ırkçılığın bir kaç yönüne değinmeye çalışacağız.Bir insan hem Müslüman hem ırkçı olabilir mi? Irkçılığın inanç ve kültürümüzdeki yeri nedir? Hz. Peygamberin ırkçılığa bakışı nasıldı? İsrail terör örgütününün Filistin’de işlediği cinayetlerde ırkçılığın etkisi var mı? Pkk ve benzeri terör örgütlerinin ortaya çıkmasında ırkçılığın etkisi var mı? Osmanlı Devleti’in yıklımasında ırkçılığın etkisi var mı? Bu sorlara cevap bulmaya çalışacağız.
Hemen peşinen şunu belirtmek isterim ki bir insan hem Müslüman hem de ırkçı olamaz. Kur’an-ı Kerim’de ve doğal olarak Hz. Muhammed’in (sav) sünnetinde ırkçılık çok çirkin bir davranış olarak görülmüş ve kesin bir şekilde reddedilmiştir. Irkçılık ile alakalı birkaç ayet ve hadis-i şerifi şöyle sıralayabiliriz

“Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Hem de sizi şubeler ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız. Şüphesiz ki, Allah katında en şerefliniz, takvaca en ileride olanınızdır.” (Hucurât Sûresi, 13)
“Bütün mü’minler kardeştir; öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’a gönülden saygı besleyip O’na karşı gelmekten sakının ki O’nun rahmetine erişesiniz.” (Hucurât sûresi, 10)
“Ey insanlar! Şunu iyi bilin ki, Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur…” ( Hadis-i şerif, veda hutbesinden)
Cündeb b. Abdullah el-BecelI’den nakledildiğine göre, Resülullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Kim ırkçılık propagandası yaparak veya kabileciliğe/ırkçılığa destek vererek yoldan çıkmış bir topluluğun bayrağı altında öldürülürse, onun ölümü cahiliye ehlinin ölümü gibidir.” (Müslim, İmare, 57)
Cübeyr b. Mut’im’den nakledildiğine göre, Resülullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölen bizden değildir. ” (Ebu Davud, Edeb, 111-112)
İbn Ömer’ den nakledildiğine göre, Resülullah (sav), Mekke’nin fethi günü insanlara bir hutbe vererek şöyle buyurmuştur:
“Ey İnsanlar! Allah sizden cahiliye gururunu ve atalarla övünme adetini gidermiştir. İnsanlar iki gruptur: İyi, takva sahibi, Allah katında değerli kişi ve günahkar, bedbaht, Allah katında değersiz kişi. İnsanlar Adem’in çocuklarıdır. Ve Allah Adem’i topraktan yaratmıştır…” (Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 49; D 5116 Ebü Davud, Edeb, 110-111)

Devam edecek…