Sendikacılıktan Başka Her Şey…
Sendikacılıktan Başka Her Şey…
Bayındır Memur-Sen’i Konfederasyona bağlı on bir sendika içerisinde ayrıcalıklı ve imtiyazlı kılan nedir? Ali Yalçın’ın, Soner Can Tufanoğlu’yla kader birliği yapmışçasına bu derece yakınlık göstermesi ve güven duyması, Onun sendikacılığından ziyade, iktisadi işletme ve kooperatifçilik faaliyetlerinden mi geliyor?
Konfederasyona bağlı on bir sendika içerisinde üye sayısı % 2 oranıyla yedinci sırada olmasına rağmen ürettiği etki nedeniyle birinci sıradadır. Bu sendikanın etki alanı sendikacılığından ziyade kooperatifçilik, iktisadi işletme, arazi ve inşaat gibi faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Soner Can Tufanoğlu kamuoyu tarafından pek tanınan bir isim olmamasına rağmen gelir getirici ve gayrimenkul kazandırıcı organizasyonlarda, Genel Başkanı Ali Yalçın’ın desteği, tasarrufu, onayı ve bilgisi olmadan bu tür karlı ve ticari işleri yapabilme ihtimali ve imkânı bulunmadığı herkes
tarafından bilinmektedir.
Bir inşaatın yapılabilmesi için önce bir arsa olması gerekir. Arsa ne kadar ucuza mal edilirse inşaatta o kadar kolay yükselir. Uygun arsa almanın en masumane yöntemi kooperatifçiliktir. Kooperatifin arkasında hele bir de Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü varsa hiç alamayacağı arsa olabilir mi? Alınan bu arsalara konutlar yapılabilmesi için iskele kurulum elamanı, inşaat işçisi, ahşap kalıpçı, betonarme demircisi, duvarcı, sıvacı, ısı yalıtımcısı, inşaat boyacısı gibi iş kollarında çalışacak işçilere ihtiyaç var. Bu işçilerin çalışabilmeleri için de mesleki yeterlilik belgeleri
olması gerekir. Bayındır Memur-Sen bu inşaat işlerine o kadar kendisini kaptırmış ki işçilerin belgelerine varana kadar her şeyi düşünmüş! Bayındır Memur-Sen’in iktisadi işletmesi olan MESYET, inşaat sektöründeki iş kollarının sınav ve belgelendirmesini yapmaktadır. İşletmenin genel müdürü aynı zamanda Bayındır Memur-Sen genel başkan yardımcısıdır. Ali Yalçın: “Soner Can Tufanoğlu, sen bir sendikacısın, sendikacılıkla yakından ve uzaktan hiçbir şekilde ilgisi olmayan MESYET işiyle niçin ilgileniyorsun? Bırak bu gelir getirici, para pul, mal mülk işlerini, memurun hayat standartını yükseltmek için sendikacılık yap.” demesi veya en azından lisan-ı hâl ile tepki göstermesi gerekirken MESYET’in Ostim’deki sınav merkezinin açılışına katılarak desteğini gösteriyor.
Kamuda birden fazla maaş alma dönemini sonlandıran ve huzur hakkı, ücret, ikramiye gibi her ne ad altında olursa olsun bir ayda yapılabilecek ödemelerin toplam en yüksek devlet memuru maaşı olan 98 bin lirayı geçemeyeceğini içeren kamuda tasarruf tedbirlerini kapsayan yasa mecliste kabul edilerek 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu yasaya sendikacılar uyacak mı? Yoksa kurdukları iktisadi işletmelerden ve kooperatiflerin yönetim kurulu üyeliklerinden huzur hakkı, ücret, temsil gideri, yolluk veya diğer ad altında aldıkları ücretleri almaya devam edecekler mi? Gerçi sendikanın gücü üzerinden elde ettikleri gayrimenkullerin yanında, aldıkları maaşın sözü mü olur! Bu rantiyeci zihniyetin sendikacılığı bürokratları ve siyasileri ziyaret etmek ve sosyal medyada boy boy fotoğraf paylaşmaktan ibarettir.
Eski Türkiye’de askerlerin, kahraman ordumuzun gücünü arkasına alarak siyaset yapma gibi bir alışkanlıkları vardı. Askerin siyaset yapmasından parlamenterler doğal olarak rahatsız oluyorlardı. O dönemlerde siyasete müdahale anlamına gelecek sözler sarf eden askerler için; “Üniformanı çıkar, öyle siyaset yap.” Söylemi sıklıkla kullanılırdı. Bu minvalde şantiyecilikten sendikacılık yapmaya zamanı olmayanlara diyoruz ki: İktisadi işletme mi kuruyorsunuz, kurun. Gayrimenkul danışmanlık şirketi mi kuruyorsunuz, kurun. Arsa mı alıyorsunuz, alın. Konut mu
yapıyorsunuz, yapın. Ne yaparsanız yapın. Ancak mal varlıklarınızı artırıcı işleri yapmadan önce lütfen sendikacılık kimliğinden çıkın, sendikanın şemsiyesi altından çıkın ve sendikanın zırhından çıkın. Omuzlarınızdaki sendika apoletlerini çıkarın. İsimlerinizin önündeki sendika unvanlarını silin. Hani diyorsunuz ya: Anayasamıza göre herkes mülkiyet hakkına sahiptir. Anayasamız, sendikanın örgütsel gücüyle zenginleşin demiyor. Anayasamızın 51. maddesi, sendikacıların görevlerini üyelerinin ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek olarak tanımlamıştır.
Yıldırım Demirci