Osmanlı mimarisinin doğudaki seçkin örneği: İshak Paşa Sarayı
AĞRI (AA) – ABDULLAH SÖYLEMEZ – Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesindeki tarihi İshak Paşa Sarayı, yıllara meydan okuyor. Osmanlı mimarisinin …
AĞRI (AA) – ABDULLAH SÖYLEMEZ – Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesindeki tarihi İshak Paşa Sarayı, yıllara meydan okuyor.
Osmanlı mimarisinin Anadolu'daki seçkin örneklerinden olan, Büyük Selçuklu Devleti'nin de süsleme sanatının izlerini taşıyan ve 19 yıl önce UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınan saray, mimari yapısıyla görenleri cezbediyor.
İlçenin 7 kilometre güneydoğusundaki 1900 rakımlı tepede yer alan 116 odalı tarihi saray, süslemeleri, kalorifer sistemi, geçmişte kullanılan tuvalet sistemi, kartal yuvası görünümüyle ilgi çekiyor.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yakup Karataş, AA muhabirine, Doğubayazıt ilçesinin Osmanlı döneminde Rusya ve İran sınırının kesiştiği noktada bulunması dolayısıyla her zaman önemini koruduğunu söyledi.
İshak Paşa Sarayı'nın inşaatının 1680'li yıllarda başlayıp 1784 yılında tamamlandığını ve sarayın bir şaheser olduğunu ifade eden Karataş, şöyle konuştu:
“Saray inşaatının bu kadar uzun sürmüş olması tabii ki mimari yapısında da birtakım hususiyetlerin öne çıkmasını sağlamıştır. Saraydaki giriş formlarındaki taç kapılar, içerideki bezemeler, pençelerdeki süsleme ve motiflere dikkat edildiğinde, aslında çok farklı mimari üslupların bu saray inşaatında kullanıldığını görüyoruz. Bu da rokoko, barok tarzı eklektik dönem ve öncesindeki Türk İslam ile Selçuklu mimarisinin pek çok etkilerini görmüş olmamız, aslında saray inşaatının uzun yıllar devam ettiğini göstermektedir.”
Karataş, İshak Paşa Sarayı'nın 1784 yılında 2. İshak Paşa döneminde bitirildiğini ve bundan dolayı bu ismi aldığını belirterek, Osmanlı'nın resmi literatürünün burayı saray nitelendirmesinden kaçındığını dile getirdi.
– “Topkapı Sarayı'nın küçük bir kopyası”
19. yüzyıla ait arşiv belgelerinde “İshak Paşa Sarayı namıyla maruf Bayezid Sancağı Hükümet Konağı” ifadesinin yer aldığını aktaran Karataş, şöyle devam etti:
“Uzun yıllar süren işgal ve istila dönemlerinde hem Bayezid Sancağı hem de İshak Paşa Sarayı bu işgal ve istilalarda birçok kez tahrip edilmiştir. Bir dönem askeri kışla, bir dönemde hükümet konağı olarak kullanılmıştır. Topkapı Sarayı'nın müştemilatı düşünüldüğünde İshak Paşa Sarayı'nda aslında Topkapı Sarayı'nın küçük bir kopyası olarak oluşturulduğunu görüyoruz.”
Kırım Savaşı sırasında Rus istilasına uğrayan Bayezid bölgesi ile İshak Paşa Sarayı'nın çok ciddi tahribat geçirdiğine işaret eden Karataş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Sarayın harem giriş kapılarının altın yapraklı kanatları var ve bunlar Rus istilası sırasında Rusya'ya götürülmüştür. Bizim akademik camia açısından altın kapılardan daha önemli olan şey saray kütüphanesinin yağmalanmasıdır. Kütüphanede bulunan yüzlerce cilt yazma eserinde 1828-29 Osmanlı-Rus savaşı ve sonrasındaki Kırım Savaşı sırasındaki Rus istilalarında o kütüphanedeki yüzlerce cilt yazmanın Ruslar tarafından Moskova ile Petersburg'daki kütüphane ve müzelere götürüldüğünü biliyoruz. Rus kütüphanelerinde bulunan ve İshak Paşa Sarayı'ndan götürülen eserler bizim için önemlidir. Biz Rusya'daki o eserlere ulaşabilmek adına üniversite olarak bununla ilgili bir çalışma başlatacağız.”