LOZAN ANTLAŞMASI-MUSUL KERKÜK
Osmanlı devletinin enkazı üzerinden atmaya çalıştığı bir antlaşma olarak bilinmektedir. Hukuki ve siyasi yönden uyuşmazlığı halletme ve yüzyıllardır süren bir kavgayı çözüme ulaştırma çabası, aslında bir hesaplaşma bilançosu olarak da kabul edilebilir. Kurtuluş savaşının kazanılması ile Osmanlı Devleti’nin imzaladığı Sevr antlaşmasının hükmünü kaybetmesi ve milletlerarası toplumun saygın bir üyesi olarak kabul görülmesini sağlayan antlaşmadır. Kulaklarımızda İsmet İnönü’nün şu sözü yankılanıyor: ‘çok ıstırap çektik, çok kan akıttık, bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz.’ Bu bir serzenişti aslında, haykırışlarına bir çare bulma arayışı. Lozan antlaşması, Türklüğe karşı yapılan ağır ithamların, haksızlıkların, istiklal ve hürriyet davasını belgeleyen en önemli süreç olarak kabul edilmektedir. Bu bakımdan Lozan savaşa son veren, milletlerarası ilişkileri gözden geçiren bir eser olarak da görülebilir. Lozan antlaşması, 8 aylık çetin ve uzun bir müzakere devresinden sonra tarafların, İsviçre’nin Lozan şehrinde toplanarak 143 maddeden oluşmaktadır. 16 adet sözleşme, protokol beyanname ile bir nihai senetten ibarettir. Lozan bir bütün olarak bakıldığı zaman doğu ve batının hesaplaşmasıdır.
Uzun süren askerî ve siyasî mücadeleden sonra 24 Temmuz 1923’de imzalanan Lozan Antlaşması’nın 3. Maddesinin, 2. fıkrasında Musul’a; “Türkiye ile Irak arasındaki sınır, bu antlaşmanın yürürlüğe girişinden itibaren dokuz zarfında Türkiye ile İngiltere arasında samimiyetle halledilecektir.
Musul mevzusuna değinecek olursak; Orta Doğu’nun petrol yataklarına sahip olmak isteyen İngiltere Birinci Dünya savaşını sona erdiren 30 Ekim 1918 tarihli Mondros ateşkes antlaşmasını imzaladıktan sonra bitme noktasına gelmiş ve 1 Kasım 1918 de Musul’u işgal etmiştir. Bu sebepten ötürü İngiliz heyeti Musul’u kendi toprağı olduğunu iddia ederken, misakı milli sınırları içerisinde bulunan Musul, Türk sınırları içerisinde bulunduğu için bir sorun haline gelmiştir. İddialara göre ismet İnönü Musul’u bir Türk yurdu haline getirmesi düşüncesinden vazgeçmemiş, hatta petrolü istemediğini toprağı istediği söylemler arasında yer almaktadır. Buna rağmen Musul’ u kaybetmiş bulunmaktayız. Günümüzde akılları karıştıran en önemli sorunlardan biri de Lozan Türk Milli Mücadeleyi taçlandıran Bir zafer mi? oluşudur. İlber Ortaylı bu konu hakkında şöyle bir ifade kullanmıştır: ‘ Lozan ne hezimettir, ne de bir zaferdir. Diplomasinin zaferi olmaz, olsa da Avrupa hiçbir zaman bunu Türklere tattırmaz. Kurtuluş savaşında süngümüzü nereye dayadık ve nereyi geri fethettiysek ancak onları aldık. Zor şartlarda kazandığımız ve devam edemeyeceğimiz bir savaş için Lozan, cihan savaşını bitiren bir uzlaşma örneğidir.
Gayet başarılı bir yazı olmuş.