Merhaba,
Televizyon; nesnelerin kalıcılığı bulunmayan görüntülerinin gerçeğe uygun olarak renkli ya da siyah beyaz ve sesli biçimde, elektrik yoluyla uzağa iletimidir. Elektrikle uzağa iletilen görüntüyü ve sesi alarak onların görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıttır.
Televizyon 1923 yılında John Logie Baird tarafından icat edilmiştir. İlk televizyon görüntüsü 1926 yılında yayınlanmıştır. 1930 yıllarının başlarında elektronik eşya olarak satılmaya başlandı.
Ülkemizde ise ilk kez İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından 9 Temmuz 1952 gününde yayına başladı. Türkiye’nin televizyon ile tanışması tam olarak 1 MAYIS 1964 yılında Türkiye Radyo Televizyon yasasının yürürlüğe girmesiyle hayatımızda yer almıştır. İleriki yıllarda tüm yurtta yayılmaya devam etmiştir. 1990 yıllardan sonra bir çok özel kanal kuruluş ile tam manada, evlerimizde yer almıştır. Öyle ki evlerimizin en önemli en güzel mekanlarına sahip oldu.
Yaşam tarzımız oldu. Bizden önceki nesil hayretler içerisinde bir kutudan gelen görüntüye ve sese odaklanırken; Bizim nesil, olası bir olay ve hayatın gerçeği diye algıladı. Sonrasında televizyon içerisinde bulunan görsellere hayranlık duyarak kendi yaşamına indirgemeye başladı. Bu gerçekleşen zaman diliminde her olan anın normal karşılanması ve hayallerin üst seviyeye, sınırsızlığa ulaşması kaçınılmaz oldu.
Ve bizden sonra gelen nesil…
Tabir uygun olursa, Z kuşağı;
Bizim gerçeğimiz olan ve hayallerimizi süsleyen televizyon, Z kuşağının hayatını çok daha farklı bir boyutta etkilemektedir, olumsuzluğa itmektedir.
Ölçülü ve yararlı kullanıldığında tüm yaş gruplarına ve nesillere fayda sağlayan bu alet, şimdilerde geleceğimiz diye baktığımız, onur duyduğumuz çocuklarımıza zarar vermektedir.
Televizyonun zarar veren durumlarına dikkat edelim ve çocuklarımızın düşüncelerini sağlıklı büyütmek için;
- Öldürme, boğma, şişleme, işkenceyle konuşturma, öldüresiye dövme, cinsel ilişkiler, inançlarımıza ön yargılar ve geçmişimizi yaşantılarımızı küçümsemelerin konu edildiği filmler, çocukları tedirgin ediyor ve olumsuz etkiliyor.
- Televizyon başında gereğinden fazla zaman geçirmek çocuğu televizyona tutsak olmasını sağlıyor.
- Sürekli televizyon izlemek, insanı uyuşturuyor.
- Belli beğeni ve görüşleri kabul etmeye koşullandırıyor.
- Düşünme, araştırma, düşünce üretme ve bunları yaşama geçirme olanaklarından uzak tutuyor.
- Sanal bir dünyaya bağımlı kalabiliyorum toplumsal yaşamdan kopararak yalnız olmayı sağlıyor.
- Hepsinden önemlisi, görsel ve sesi aynı anda sunduğu için çocuklarımızın hazıra konmalarını sağlıyor ve hayal dünyalarını kısıtlıyor.
Bu zarar veren içeriklerden çocuklarımızı uzak tutalım.
Çocuklarımızın hayallerini, sınırsızlıklarını düşüncelerinden almayalım!..
Teşekkür ederim.