Fosil yakıt kullanımı, küresel ısınma ve su krizini beraberinde getirdi
KILIÇ, KÜRESEL ISINMAYLA BİRLİKTE SU KAYNAKLARININ AZALDIĞINI VE ÖNÜMÜZDEKİ SÜRECİN ÇOK DAHA RİSKLİ GEÇECEĞİNİ İŞARET ETTİ.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, fosil yakıt kullanımının Türkiye’ye yılda yaklaşık 50 milyar dolar maliyeti bulduğunu açıkladı. Kılıç, küresel ısınmayla birlikte su kaynaklarının azaldığını ve önümüzdeki sürecin çok daha riskli geçeceğini işaret etti.
Prof. Dr. Ahmet Kılıç, Türkiye’nin fosil yakıt kullanımının yıllık maliyeti, fosil yakıt kullanımıyla birlikte küresel ısınmanın artması ve beraberinde azal su kaynaklarıyla birlikte maruz kaldığımız tehdidin her geçen gün artacağını belirterek uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Kılıç, günümüzde küresel ısınmayı çok daha fazla hissettiğimizi ifade ederek, bunun geçmişi 200 yıldan fazla olduğunu söyledi. Kılıç, “İnsanlık, Sanayi Devriminden beri fosil yakıtları kullanır. Kömür, petrol, doğalgaz 200 yıldan beri sürekli tüketilir. Sanayide, tarımda ve meskende bu kullandığımız fosil yakıtlar atmosfere karbondioksit bırakıyor. Buna bağlı olarak atmosferde karbondioksit arttıkça biz güneşten gelen ısının dünya çevresinde, yüzeyinde kaldığını biliyoruz. Küresel ısınmanın nedeni bu” dedi.
“Merkezi idareler, güneş ve rüzgar enerjisi için mahalli idareleri teşvik etmesi lazım”
Bunun önüne geçebilmenin en önemli yolu, özelikle beyaz enerji denile güneş enerjisine ve rüzgar enerjisine dönülmesi gerektiğini savunan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne kadar fazla beyaz enerji elde edersek o kadar az fosil yakıt kullanmış oluruz. Fosil yakıtın ülkemiz için çok büyük bir maliyeti var. Biz, yılda yaklaşık 40 ile 50 milyar dolar fosil yakıtlara para harcıyoruz. Bu parayı ülkemizde yatırımlar için, işsizlik için ve gelir seviyesini yükseltmek için kullanırsak daha büyük bir avantaj sağlarız. Ve küresel ısınmanın da önüne geçmiş oluruz. Bu yüzden merkezi idareler mahalli idareleri teşvik etmesi lazım. Her yerde özellikle güneş ve rüzgar enerjisinden faydalanma yoluna gidilmesi lazım.”
“Önümüzdeki süreç çok daha riskli, kuraklığı ve sıcaklığı çok daha fazla hissedeceğiz”
Prof. Dr. Kılıç, “Evler, binalar, çatılar bu panellerle donanmış olursa hem küresel ısınmadan kurtulmuş olacağız, hem de bu büyük miktardaki doları ülkemize bırakmış olacağız. Eğer bunu yapmayacak olursak önümüzdeki süreç çok daha riskli. Kuraklığı ve sıcaklığı çok daha fazla hissedeceğiz. Bu da insanlık ve ülkemiz için çok büyük bir felaket. Nehirlerimiz, göllerimiz, tatlı su kaynaklarımız her geçen gün azalıyor. Artık su yetmemeye başladı. Tarımda, sanayide ve evde bunun sıkıntılarını çekeceğiz. Artık su kesintilerini de hayatımızda yavaş yavaş görmüş olacağız. Bu herkes için zorluktur. Ama tedbirlerimizi alırsak bu doğal süreci daha az hasarla geçirebilme şansımız var. Nedir tedbirlerimiz? Özellikle yağmur sularından faydalanmamız lazım. Yağmur suyunun akıp gitmesini engelleyecek donanımları yapmamız lazım” şeklinde konuştu.
Bir diğer önemli tedbirin her alanda tasarruf edilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Kılıç, “Özelikle suyun tüketimi konusunda sanayide, tarımda ve meskenlerde suyu ne kadar az kullanırsak veya defalarca aynı suyu tekrar tekrar kullanırsak tasarruf etmiş oluruz. Yoksa önümüzdeki süreç çok tehlikeli, tarımda kullanılacak suyu bulmada zorluk çekeceğiz. Günümüzde yapılan uygulamalar var. Damlama ve yağmurlama sistemleri. Burada özellikle çiftimize destek vermemiz lazım. Yeraltı suları; 3, 5,7,10 bin yıllarda oluşur. Eğer bu suları çekersek çocuklarımıza, torunlarımıza hangi suyu bırakacağız. Bunun isteğe göre çekilmesi tamamen yanlıştır” ifadelerinde bulundu.