Erdemliler Hareketi’nden “Karacadağ Raporu”
ERDEMLİLER HAREKETİ DERNEĞİ DİYARBAKIR BAŞKANI ATİLLA KAYMAZ, DİYARBAKIR-ŞANLIURFA ARASINDA YER ALAN VE 200 BİN İNSANIN YERLEŞİK OLARAK YAŞADIĞI KARACADAĞ BÖLGESİNE İLİŞKİN 59 SAYFADAN OLUŞAN BİR RAPOR HAZIRLADI.
Erdemliler Hareketi Derneği Diyarbakır İl Başkanı Atilla Kaymaz, Diyarbakır-Şanlıurfa arasında yer alan ve 200 bin insanın yerleşik olarak yaşadığı Karacadağ bölgesine ilişkin 59 sayfadan oluşan bir rapor hazırladı.
Dernek, hazırlanan rapora ilişkin basın açıklamasında bulundu. Bölgenin geleceğine ilişkin hazırlanan “Karacadağ Bölgesi Değerlendirme Raporu”nun devletin ilgili kurumlarına verildiğini söyleyen Kaymaz, Karacadağ, bölgenin en yüksek dağı olduğunu ve Diyarbakır’ın batısında yer aldığını söyledi. Kaymaz, “Akışkan, sönmüş volkanik lav kütlesine sahip bölge Diyarbakır Dicle Vadisinde bulunan Fis kayadan başlayıp Siverek hattına uzanan, Viranşehir-Çermik-Ergani-Derik yakınlarına kadar coğrafik ve kültürel öğeleriyle sınırları genişleyen bir alandır. Sadece Diyarbakır açısından kayıtlı 50-60 bin nüfus barındırsa da tüm alanlar yaklaşık 200 bin kişiyi barındırmakta olup yüzde 90’ı genç-orta yaşlı kesim olarak çalışma yaşamına katılabilecek bir potansiyele sahiptir. İstatistiki verilere göre yüzde 80 üzeri okuryazar konumundadır” dedi.
“Karacadağ’ın kendine has ekonomi formu var”
Karacadağ bölgesinin özgün koşullarından dolayı kendine has bir ekonomik formu barındırdığına dikkat çeken Kaymaz, “Alanın, 250 ye yakın endemik bitki çeşidi, volkanik kayalarla örtülü oluşu, bölgeye has bitki örtüsü ve arıcılık için müsait. Küçük ve büyük baş hayvancılığa uygunluğu, kayaç alanların yapım işlerine uygunluğu, kar yağışının uzun süre kalmasından dolayı turizm açısından kayak merkezinin bulunuşu, doğal kaynak suyu havzası oluşu, doğal göletlerin varlığı, altının kayaç olup su tuttuğu için pirinç ve çeltik tarlalarına uygunluğu gibi ana başlıklarda bu formları anlatmak mümkündür. Ancak mevcut durumda bölgenin sosyo-ekonomik formunda devletin hedeflediği ve istediği ekonomik büyüme ve gelişim görülememiştir. Ülkenin ekonomik kaynaklarına katacağı onca parametre varken bölge insanında çağın gelişmişlik hedeflerinden uzak olarak bir yaşam ve üretim algısı oluşmuş bulunmaktadır” diye konuştu.
“Bölgeye ayrılan bütçe küçümsenemeyecek boyutta”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde devletin bölgesel kalkınma programları dahilinde bölgeye ayrılan bütçenin hiç de küçümsenmeyecek boyutlarda olduğunu söyleyen Kaymaz, “Bölgede oluşan bu paradigmanın değişmesi, Cumhurbaşkanımızın hedeflediği milli birlik ve bütünlük içerisinde yek vücut olmuş vatandaş şiarı açısından değişmesi gerekmektedir. Kaldı ki ülkemizin hedeflediği ekonomik değerlerine kavuşması açısından da Karacadağ bölgesinin öz kaynaklarının layık olduğu verime ve üretime kavuşması başat rolde önem arz etmektedir. Bölge kaynaklarının çağın bilimsel teknik ve yöntemleriyle Tarımda Sanayide ve Hayvancılıkta üretim yöntem-araç-kaynaklarına kavuşması Karacadağ öznelinde olduğu gibi diğer kitleler açısından da bir domino etkisi yaratıp ekonomik zincirin gelişmesi sonucunu doğuracaktır. Zira ekonomik üretim modellerinin çeşitliliği ve sürekliliği, hem geriye hem de ileriye doğru büyüme potansiyelini taşımaktadır. Bu da ham maddenin mamulü, istihdam, küçük ve orta ölçekli sanayide gelişim, nakliye, ticaret ve hatta ihracat sonuçlarını doğuracaktır. Bu amaçla sorumlu makam ve kişilerin ülkemizin hedeflediği 2071 yarınlarına ulaşması şiarına layık bir perspektif ve yaklaşımla bölgeye hak ettiği yaklaşımı sergilemesi, bölge halkının da devletin her zaman ve koşulda yanında olduğunun bilinciyle devlete olan güvenini koruması gerektiği ve de biz Sivil Toplum Kuruluşları olarak ta üzerimize düşen her türlü göreve amade olduğumuzu ilan etmek istiyoruz. Bu maksatla uzun uğraşlar ve saha çalışması sonucu hazırlamış olduğumuz kabaca bölgesel durum, talepler ve önerileri içeren ‘Karacadağ Bölgesi Değerlendirme Raporunu’ devletimizin ilgili ve bağlı kuruluşlarına iletildi” şeklinde konuştu.