Diyarbakır’ın tarihi kimliği hanlar
ANADOLU İLE MEZOPOTAMYA, ASYA İLE AVRUPA ARASINDA ÖNEMLİ BİR GEÇİŞ YOLU VE BİR KÖPRÜ GÖREVİ GÖREN DİYARBAKIR, TARİHİ İPEK YOLU’NUN MERKEZLERİNDEN OLMASI NEDENİYLE ÖNEMLİ HANLARA VE KERVANSARAYLARA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR.
Anadolu ile Mezopotamya, Asya ile Avrupa arasında önemli bir geçiş yolu ve bir köprü görevi gören Diyarbakır, Tarihi İpek Yolu’nun merkezlerinden olması nedeniyle önemli hanlara ve kervansaraylara ev sahipliği yapıyor.
Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi surlar, İslam aleminin 5. Harem-i Şerif’i olarak kabul edilen Ulu Cami, On Gözlü Köprü ve İpek Yolu ticaretinde önemli rol oynayan hanlar gibi tarihi mistik havası olan mekanlar yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri oluyor.
Kentte, Sur ilçesindeki hanlarda geçmişte olduğu gibi günümüzde de halı, gümüş ve altın gibi işleme eşyalarını satan dükkanlar bulunmakta. Tarihi İpek Yolu üzerindeki Deliller Hanı, Sülüklü Han ve Hasan Paşa Hanı, yerli ve yabancı turistlerin uğrak yerleri olması hasebiyle şehrin hem turizmi açısından hem de ekonomi açısından öneli bir yeri bulunmakta.
Deliller Hanı
Sur ilçesinde Mardin Kapı yakınında yer alan yapı, Hüsrev Paşa Hanı olarak da adlandırılmaktadır. Bu han, 934 (1527-28) yılında Diyarbakır’ın ikinci Osmanlı Beylerbeyi Deli Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapının Deliller Hanı adını almasının sebebi, hacı adaylarına rehberlik yapan delillerin burada konaklamasıdır. Han karşısındaki geniş alana da Hacılar Harabesi denilmekteydi.
Tarihi İpek Yolu üzerinde yer alan bu Han, günümüzde otel olarak işletildiği için Kervansaray Otel olarak bilinmektedir. Külliyenin hem cami hem de medreseye sahip olduğunu belirten Diyarbakır Kültür, Turizm ve Musiki Derneği Başkanı Kenan Aksu, dönemin tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan en büyük hanlardan biri olduğunu söyledi.
Hac vazifesini yerine getirmek için yol üzerinde kendilerine rehberlik edecek kişilerin bu handa konakladıklarını ifade eden Aksu, “Zamanında buraya konaklamak için gelen insanlar, eskiden araç olmadığı için develerle ulaşımı sağlardı. Gelen misafirler hayvanlarını alt tarafta bulunan ahırlarda tutarlardı. Diğer iki katı da şimdiki gibi otel olarak kullanırlardı. Deliller Hanı çok önemli bir yere sahip. Hicaz ve İpek Yolu’na giden tüccarlar veya hac vazifesini yerine getirmek için yola koyulanlar burada kendilerine rehberlik edecek Delillerle buluşurlar. Buradan hacca veya ticaret için yola koyulanlara rehberlik yaparlardı. Hem o dönem hem de şimdi çok güzel bir otel olarak kullanılıyor” dedi.
Sülüklü Han
Sülüklü Han ya da Kazancılar Hanı, Sur ilçesinde yer alan tarihî bir handır. 1683’te Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve onun kız kardeşi Atike Hatun tarafından inşa edilen han, siyah bazalt taştan yapılmıştır. Sülüklü Han, adını avludaki kuyunun içinden tedavi amaçlı çıkarılan sülüklerden almıştır. Zamanında 3 katlı ve her katında 18 odanın olduğu bir yapı olan hanın zemin katı ahır olarak kullanılmıştır fakat han, günümüzde tek katlıdır ve kafeterya olarak kullanılmaktadır.
Zamanında hanın üst katlarının dinlenme odası, alt katların ise ahır olarak kullanıldığını söyleyen Aksu, “Burası 1683 yılında Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve onun kız kardeşi Atike Hatun tarafından yapılmış. Zamanında yine buraya gelen kervanların konaklaması amacıyla yapılmış bir han. Fakat daha sonra burada sülüklerle tedavi yoluna gidilmiş. O dönemde sülüklerle çok büyük tedaviler yapılmış. Bu yüzden sülük tedavileriyle burası Sülüklü Han ismini almış. Şuan yine aynı şekil turizm amaçlı ve kafeterya olarak kullanılan bu han, çok rağbet gören mekanlar arasında” ifadelerinde bulundu.
Hasan Paşa Hanı
Ulu Camii’nin doğu girişinin karşısında yer alan Hasan Paşa Hanı, Gazi Caddesi’nin üzerinde bulunan tarihî bir han. Hanın iki kitabesinden öğrenildiğine göre, Diyarbakır’ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üçüncü vali olan Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1572 ve 1575 yılları arasında yaptırılmıştır.
Kabe’nin ilk ipek örtüsünün Hasan Paşa Hanı’nda yapıldığına dikkat çeken Aksu, “Burası Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa tarafından 1572 yılında yapılmıştır. Zamanında burası da kervanların gelip geçtiği ve konakladığı yer olarak bilinmekte. Bu han 3 katlı olarak inşa edilmiştir. En altta hayvanların ahır olarak kullandığı mahzen bulunmakta. Tabi bu mahzen şimdi kitapevi olarak kullanılmakta. Burası zamanında Kabe’nin ipek örtüsünün ilk yapıldığı yer olarak bilinmekte. Çünkü Diyarbakır ipekçilikte Türkiye’de birinci sırada yer alıyor. Ve yine dünyadaki en önemli sanatkarların yetiştiği elmas ve pırlanta işçiliğinin ilk yapıldığı yerlerden biridir” diye konuştu.
Hasan Paşa Hanı’nın 2 külliyesi olduğunu söyleyen Aksu, “Hanın yan tarafında kuyumcular, arka tarafta da marangozlar çarşısı yer alıyor. Kafileler o zaman hem burada kalıp konaklıyordular hem de yanlardaki iş yerlerinden alışverişlerini ve erzaklarını tamamlıyordular. Günümüzde de görüldüğü gibi çok önemli turizm mekanı. İçeride bakırcılar, gümüşçüler, dokumacılar ve Diyarbakır’ın kahvaltı gastronomisiyle ilgili mekanlar bulunmakta” dedi.