Depremlerde hasarlı ve eski yapılara dikkat
PROFESÖR BOYRAZ: “DEPREMDE HASAR ALMIŞ RİSKLİ YAPILAR YIKILMALIDIR” DEDİ
Malatya İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zeki Boyraz, Malatya’nın güneyinden geçen Doğu Anadolu Fay hattının son dönemlerdeki hareketliliğini hatırlatarak, yapıların depremlerde zarar görmemesi için eski yapıların dönüştürülmesi gerektiğini, hasarlı ve riskli yapıların ise bir an önce yıkılması gerektiğini söyledi.
İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zeki Boyraz, depremlerle ilgili yazılı açıklama yaptı. Boyraz, Malatya’nın Pütürge ilçesi merkezli 9 Nisan günü saat 17.02’de meydana gelen 5.2 şiddetindeki depremin yine insanları korkuttuğunu vurguladı. Pütürge ilçesinden geçen fay hattının tarihsel gelişiminden söz eden Boyraz, “Malatya’nın güneyinden geçen Doğu Anadolu Fay Zonu (DAFZ) Türkiye’nin doğusunda Karlıova (Bingöl) ile İskenderun Körfezi arasında KD-GB doğrultusunda uzanan sol yanal bir doğrultu atımlı fay hattıdır. Faya ilk kez Allen (1969) dikkat çekmiş, Arpat ve Şaroğlu (1972) tarafından ilk olarak “Doğu Anadolu Fay Kuşağı” adı kullanılmış ve izleyen yerbilimciler tarafından kullanılmıştır. DAF hattının yaklaşık ülkemizdeki uzunluğu 550 km uzunluktadır DAFZ, Kuzey Anadolu Fay Zonu ile kesiştiği Karlıova’dan (Bingöl) güneybatıya doğru Göynük Vadisi, Bingöl Ovası, Palu, Baltaşı, Hazar Gölü, Sivrice, Fırat Nehri vadisi, Malatyanın güneyinden Doğanyol, Şiro Çayı vadisi, Çelikhan, Kurucaova ve Erkenek ovası, Gölbaşı çukurluğu, Pazarcık üzerinden Türkoğlu’na ulaşmaktadır.
Doğu Anadolu Fay Hattı ve yanal tali kırıklar üzerinde tarihsel süreçlerde devamlı Depremler üretmektedir. Bölgede 1900 yılından günümüze kadar (120 yıllık dönemde) en büyüğü 6.8 olmak üzere 299 adet deprem meydana gelmiştir. Ayrıca (Pütürge-Sivrice) bölgeye ait, 1900 yılı öncesi için, 40 adet tarihsel dönem deprem kaydı olduğu belirtilmektedir (AFAD )” ifadelerine yer verdi.
Güncel depremlere bakıldığında 24 Ocak 2020 tarihinde 20.55’te başta Elazığ ve Malatya olmak üzere tüm Doğu Anadolu bölgesini etkilediğini hatırlatan Boyraz, “Deprem Doğu Anadolu Fayının Sivrice-Pötürge segmenti üzerinde olmuştur. Depremin merkez üssü Elazığ’nın Sivrice ilçesine bağlı Çevrimtaş köyüdür. Yaklaşık 22 saniye kadar süren depremin büyüklüğünü 6,5 Mw dir. Meydana gelen Sarsıntı başta Elazığ- Malatya olmak üzere komşu illerde hasara neden olmuştu. Ayrıca Kahramanmaraş, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Batman’da binalar hasar almıştı.
24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ ve Malatya Depreminde 44 vatandaşımız vefat etmiş, 1607 kişi yaralanmıştır. Bu Depremin binlerce artçıları aylarca devam ederek halkın paniklemesine ve binlerce binanın hasar almasına neden olduğu kaçınılmaz bir gerçektir.
04 Ağustos 2020 tarihinde Pütürge- Doğanyol Fayında (Malatya) 5,7 büyüklüğünde olan Deprem kırsal yerleşmelerdeki konutlarda hasar ve yıkıma neden olmuş can kaybı yaşanmamış ve uzun süre artçıları devam etmişti.
09. 04. 2022 tarihinde saat 17:02’sıralarında Tekderesi- Pütürge (Malatya)’de 5.2 Mw büyüklüğünde yine bir deprem daha meydana geldi. Bu büyüklükteki depremlerde önceki sarsıntılarda hasar almış binalar ve dayanıksız yapılar yıkılabilmektedir. Bu ölçekteki depremler can kaybına neden olacak büyüklükte olan şiddete değildir” dedi.
“Hasar almış riskli yapıların yıkılması önemlidir”
Depremden ve doğal afetlerden zarar görülmemesi için yaşanılan alanın coğrafi özelliklerini iyi bilinmesi gerektiğine parmak basan Boyraz, “Malatya şehrinin kurulduğu ova tektonik kökenli bir oluşumdur. Çevresine göre alçakta kalan saha Fırat nehrinin yan kolları tarafından drene edilmektedir. Ova tabanı akarsular tarafından taşınmış, biriktirilmiş malzemelerle doldurulmuştur. Bu nedenle Ovada Kuvaterner araziler geniş yer tutmaktadır. Bu nedenle Malatya Ovasında ve çevresinde yapılaşma ve imar faaliyetleri yapılırken yer bilimcileri (Jeoloji, Jeofizik ve Coğrafyacılar) dikkate alınmalıdır. İmara açılan alanlarda zemin çalışması yapılmalı ve sağlam zeminlere uygun mühendislikle binalar inşa edilmesi, olabilecek bir depremde can ve mal kayıplarını azaltacaktır. Kentsel dönüşüm faaliyetleri hızlandırılmalı eski ve yorulmuş yapılar bir an önce dönüştürülmelidir. Kırsal alanlardaki taş ve kerpiç malzemelerden yapılmış eğrelti yapılar Küçük ve orta şiddetteki depremlerde yıkılmakta, can ve canlı kaybına neden olmaktadır. Kırsal alanlarda konutlarda Kırsal Dönüşüm faaliyetleri başlatılması konutların uygun zeminde yenilenmesi can ve mal kaybını azaltacaktır. Kırsal yerleşmelerde yapılacak konutlar yöre halkının ekonomik faaliyetlerini uygun inşası ayrıca önemlidir. Bir diğer husus hasar almış riskli yapıların yıkılması önemlidir. Artçıların yoğun olduğu bölgede hasarlı binalar en önemli risk alanlarını oluşturmaktadır” şeklinde açıklamasını tamamladı.