’Bingöl bal arısı’ ile hem arı ölümlerinin önüne geçilecek hem de kalite artacak
BİNGÖL’DE ARICILIK ARAŞTIRMA MERKEZİ’NCE TESPİT EDİLEN VE “BİNGÖL BAL ARISI” İSMİ VERİLEN YEREL ARI İLE HEM MEYDANA GELEN ARI ÖLÜMLERİNİN ÖNÜNÜ GEÇİLECEK HEM ARI ÜRÜNLERİNİN KALİTESİ ARTACAK.
Bingöl Arıcılık Araştırma Merkezi’nce tespit edilen ve ’Bingöl bal arısı’ ismi verilen yerel arı ile hem meydana gelen arı ölümlerinin önüne geçilecek hem de ürünlerin kalitesi artacak.
Bingöl’de yaklaşık 2 yıl önce Arıcılık Araştırma Merkezi koordinesinde başlatılan proje çerçevesinde bölgeye uyum sağlayan arı ırkları araştırılmaya başlandı. Bu çerçevede Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Bingöl Arıcılar Birliği ile İl Tarım ve Orman Müdürlüğü desteğiyle il sınırları içinde toplanan bal arısı numuneleri incelendi. Yerel arı numunelerinin incelemeleri sonucunda il sınırları içinde yüzlerce yıldır yaşayan ve bölgeye uyum sağlayan arının “apis melifera meda”nın bir eko tipi olduğu tespit edildi. Tespit edilen ve ’Bingöl bal arısı’ ismi verilen yerel arının ıslah çalışmaları da tamamlandıktan sonra hem arı ölümlerinin büyük oranda önüne geçilmesi hem de ürün kalitesinin artması hedefleniyor.
Tespit edilen yerel arı ile koloni kayıplarının büyük oranda önüne geçeceklerini belirten araştırma merkezi Öğretim Görevlisi Nevzat Çağlayan, “Üniversitemiz arı ve arı ürünleri alanında pilot üniversite. Bizler de arıcılık araştırma ve gelişme merkezi olarak bölgemize uyum sağlamış eko tipleri tespit etmek için 2 yıl önce yapmış olduğumuz bir projeyle il sınırları içinde bal arısı numuneleri toplamıştık. Saha çalışmasında toplamış olduğumuz bu yerel arı numunelerinin morfolojik ve moleküler incelemeleri sonucunda yöremize uyum sağlamış apis melifera meda’nın eko tipinin bir kolu olduğunu tespit ettik. Bingöl bal arısı diye isimlendirdiğimiz bu eko tip, binlerce yıldır bulunduğumuz bölgenin iklimine, florasına uyum sağlamış ve yaşama becerisi elde etmiş bal arısıdır. Ama maalesef bu yerel arılarımız arıcılarımız tarafından pek kullanılmadığından dolayı yok olmakla karşı karşıya. Hazırlamış olduğumuz bu ıslah projesinde tespit ettiğimiz kolonileri, bulundukları yerlerden almadan gen kaynağımızı kurutmadan ıslaha tabi
tutacak bir sürü oluşturmaya çalışıyoruz. Bir aksilik olmazsa ıslah çalışması sonrası elde edeceğimiz damızlıklarla arıcılarımız hem nitelik olarak hem de nicelik olarak kayda değer arı ürünü elde edecekler. Aynı zamanda büyük koloni kayıplarının yani arı ölümlerinin önüne geçmiş olacağız” dedi.
30 yıldır arıcılık yapan İbrahim Yeşilırmak, “Bu arılarımızdan çok da memnunum, bu mesleği de çok seviyorum. Arılara burada bakıyorum ve çok da güzel ürün elde ediyorum. Allah’a şükür iyidir balı da, şeker katmıyorum, çok da güzel” şeklinde konuştu.
Arıcı Zeki Kısak ise, “Arıcıkla uğraşıyorum. Arılarımı Kara Cehennem bölgesinden topladım. Arılarımı götürdüm, bakımlarını yaptım. Seviyorum, bakımlarını yapıyorum. Arılarıma şeker veremiyorum. Sonbaharda kapakları açıyorum, bana olan çeşitleri alıyorum, olmayana karışmıyorum. Arılarımızı dışarı veya başka bir bölgeye götürmedim, devamlı buradalar. Dostlar, arkadaşlar balımı seviyorlar, götürenler bir daha bal bırak diyor bana” diye konuştu.