Dolar 34,2822
Euro 37,2128
Altın 2.980,73
BİST 9.052,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara 11°C
Az Bulutlu
Ankara
11°C
Az Bulutlu
Cts 13°C
Paz 14°C
Pts 15°C
Sal 17°C

Kadına Yönelik Şiddet Neden Önlenemiyor?

Kadına Yönelik Şiddet Neden Önlenemiyor?
17/10/2024 16:40
A+
A-

Sancak Haber Genel Yayın Yönetmeni Ceyhun Manas Özdemir Kadına Yönelik Şideet Neden Önlenemiyor sorusunu cevapladı.

Haber Merkezimiz Genel Yayın Yönetmeni Özdemir yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

Öncelikle bu son zamanlarda artan dediğimiz zaman biz bu videoyu on beş ekim tarihine çekiyoruz. On beş ekim tarihine baktığımız zaman bugün yılın iki yüz seksen dokuzuncu gününe denk geliyor.

Fakat elimizde bir veri var. Bu veri diyor ki bu sene içerisinde Ekim ayına kadar iki yüz doksan altı kadın cinayeti işlendi.

Bu on aylık süreçte ise toplamda yüz seksen dört kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Yani neredeyse her gün kadın cinayeti var. Peki bu kadın cinayetlerinin temelinde ne yatıyor? Bence ilk önce bunu konuşmamız lazım. Bizim Türkiye’nin kanayan yarısı kadın cinayetlerinde bunu yüzleşmemiz lazım. Kadın cinayetlerinin temeline baktığımız zaman eş kaynaklı, eski eş kaynaklı, aileden bir ferdin bunu gerçekleştirmesi erkek kardeş olabilir olabilir, Bir kuzen olabilir ve tacizci ve sapıklar var.

Toplamda beş kategori var bu kadın cinayetleri işleyen sıfatlar olarak söyleyeyim, bana kalırsa tekrardan idam gelmeli ve bunların hepsi idam edilmeli.

Bence şuna bir vurgu yapmamız gerekiyor: Türk aile yapısını, Türk aile yapısı ataerkil bir yapıdan geliyor. Bu ataerkil yapıda. Ilk önce ailede bir kız ve erkek çocuğu varsa o kız çocuğun eline oyuncak bebek veriliyor. Ona annelik duygusu çocukluktan öğretiliyor. o kız çocuğu ondan sonra büyüdüğünde servis yapıyor. Evde hizmetçi gibi bir servis yapıyor, evleniyor bu sefer kocasına hizmet etmeye başlıyor.

Fakat burada altını çizmek istediğim bir nokta var: Kocasına hizmet etmediği zaman da o koca da büyütüldüğü anne baba tarafından paşam diye büyütülüyor ve ağam paşam diye büyütülen o çocuklar kendilerini bir paşa zannediyorlar.

Bu kadın benim istediğimi yapmıyor. böylelikle onun canını alabilirim, onun canına kastedebilirim .

Erkek çocuklarına oyuncak olaraktan silah veriliyor. Bu silahların verilmesinde alt zemininde aile diyor ki benim çocuğum büyüdüğünde diyor, polis olacak, asker olacak bunu aşılamak istiyor. Aile bunu verirken çocuk diyor ki ben diyor büyüyünce diyor o zaman diyor. Silah taşıyabil ruhsatsız bir şekilde silaha sahip oluyor ve kadını şekilde kendi istediklerini yapmadığı zaman öldürüyor. Bunun altında bir de şöyle bir şey var: Türk yapısında kadın evde oturur, çocuğa bakar, çocuğu yetiştirir, annenin rolü budur diye öğretiliyor.

Fakat ekonomik özgürlüğünü ele almış bir kadın bir erkek tarafından bir erkek hegamonyası altına girmekten çekiniyor. Erkekyasına girmediği için de ev içerisinde çatışmalar başlıyor. Bu sefer adam diyor ki ben diyor kadının diyor, Kazandığı kazançtan pay elde edebilirim. Bu kazanç benimdir diyor. Kadını bu şekilde kısıtlamaya çalışıyor. Bir başka bir örnek. Bunların hiçbirinin olmadığını varsayalım. Evlilik olmadı işte. eski eş olmadı gerçekten. Içim şu anda kan ağlayarak bunu söylüyorum. On dokuz yaşında bir genç kızımızı geçtiğimiz günlerde kaybettik ve bunun erkek arkadaşının çektiği bir video vardı. O videoda bir cani bunu nasıl tasarladığını anlattı. Ben bu çocuğun ailesine şunu sormak istiyorum: neden karşı tarafın yani kızın ailesine siz kızınızı uzakla yere götürün dediniz de kendi oğlunuzu alıp psikolog psikiyatra götürmediniz ki şayet sonrasında götürdüğünüz iddia ettiniz ama öfke kontrol bozukluğuyla büyümüş her bir birey sonrasına potansiyel bir suçluya dönüşüyor. O yüzden çocuklarınızda eğer ki oyuncak kırıyorsa, şiddete meyilliyse, kardeşini dövüyorsa daha bunu çocukken yapıyorsa bunun önlemini alın.

Psikoloğa gitmek, psikiyatra gitmek bunlar ayıp şeyler değil. Bunlar günah şeyler değil. Bu çocukları tekrar topluma düzgünce kazandırın. Benim çocuğum iyileşti diye düşünmeyin. Benim çocuğum zaten iyi bir sıkıntı yok ya siz önce bir sorgulayın bir anne baba olarak bence anne babaları bu konuda bilinçlendirmek lazım. Ilk etapta bunların hepsini geçtim ailede bu eğitimi alamadı. Diyelim ki anne çocuğu bildirdi. bunun farkına varamadı. okulda psikolojik danışmanlar var. Onların laflarını dinleyin, belki bunların önüne böylelikle geçebiliriz. Bunların önüne geçmek için bunları yapmalıyız. Bence bana kalırsa adabı muaşeret dersleri de gelmeli. Adabı muaşeret dediğimiz şey sadece bunlardan ibaret değil. Bir kadının bir erkeğe nasıl davranması gerektiğini, bir erkeğin bir kadının nasıl davranması gerektiğini öğretir. Bence müfredata bu da kazandırılmalı eskiden bu varmış şimdi neden yok bunu sorgulamalıyız biz insanlığı öğretmeliyiz ilk önce önce ailede bunu öğretmeliyiz aile bunu öğretmeli bunu okulda kazandırılmalı sosyal hayatında bunu zaten kendisi bir şekilde oturtmalı. Bireyin kendisinin oturması bunlar sayesinde sağlanır.

Kadın cinayetlerinde, uyuşturucu bağımlısı kişilerin de kadın cinayetine yöneliminin yüksek olduğu var. Şu an bunun devlet tarafından bir kontrolünün sağlanması gerekiyor. Devletin bu işe el atması gerekiyor. Yani uyuşturucu tedariğinin bu kadar kolay bir şekilde sağlanması gerekiyor ve sapkınlar sapık düşüncede olan insanlar toplumda bunlar normalleştirilmiş kabul edilmiş. Yani bu sapkınları biz kabul etmişiz toplumda ve bunun üstünü kapatmaya çalışmış aileleri de bunlar da normalleştirilmemeli. Bunların hepsi bence gündemde tutulması gereken öne çıkması gereken bir şey var benim son söylemek i. Bu hafta pek çok üniversitelerde veya ot toplum kuruluşlarında yürüyüşler yapıldı. Rahmetli demirelin bir lafı vardır. Yollar yürümekle aşınmaz diye bizim yolları yürümemiz için bu kadınların ölmesi mi gerekiyordu? Biz yine o kadınlarla beraber bu yolları yürüseydik ve haklarımıza sahip çıksaydık kendi ayaklarımızın üzerine dik durabilecek güçlere sahip kadınlarımızı yetiştirseydik ve o kaybettiğimiz kadınlarımızın bugün hayatta var olduğunu varsayarsak beraber yürüseydik Bence hepsi daha iyi olurdu bence. o zaman biz güçlü bir toplum olabilirdik. Bence o zaman biz biz olabilirdik.

ifadelerni kullandı.

Haberin videosunu izlemek için tıklayınız

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.